26 Mart 2016 Cumartesi








Yanında olacağınızı söyleyen insanların, yaraları ile kaplıdır gerdanımız.
Aldanmayın.
Herkes aynı şeyleri söyler gelirken.
Herkes eksik olduğu yerden başlar kendini savunmaya.
Kadınız biz.
Aldanır, inanırız çoğu zaman.
Unutmayın ki, seven bir kadın defalarca şans verir adama.
Sonrası mı pek ala.
Ben bugünlerde limanı olmayan bir gemi, gökyüzü olmayan bir mavi kadınım.
İnanmak mı?
Güvenmek mi?
Ne haddime.
Ben bir adamın göğünden bir kere düştüm.
Sonrası mı?
Adam kayıp , kadın ölü.
Şimdilerde pek bir kitap 📚 okur oldum.
Kahveyi ☕ biraz çoğalttım.
Kafamı toparlamama izin veriyor, daha iyi oluyorum.
Saat kovalayıp, gece olmasını bekliyorum ve kafamı gömüyorum kitaplara.
Huzur veriyorlar.
Bazen okurken uyuya kalıyorum, sabah kaldığım yeri karıştırıp çoğu kez aynı yeri tekrar etmek zorunda kalıyorum.
Uykuya sokuyorum kafamı.
Uyku iyi geliyordu.
Kitap gibi, kahve gibi, oyuncak toto yumurta gibi.
Bir o zaman daha az hatırlıyorum.
Sonrası mı hep kaos.
Ülkem gibiyim, karışık.
Her an patlama ihtimali bol bir canlı bomba gibi.
Ya da saçma sapan ve alelade.
Galiba yine hiç bir şeyi anımsayamıyorum.
Heyhat.
Ben dün gece, içimde ne varsa hepsini astım. Bundandır gevrekliğim ve tamaah etmeyişim.
Üzgünüm.
Hangi gönle sığmaya çalışsam ötekileştirildim.
Ben kafamı bir omuza, bir göğüse, bir adama yaslamayı istedim.
Bir koltuk altında çadır kurmayı düşledim.
Nefes almak için dahi olsa ayrılmazdım oradan.
Bilirim.
Anlamlandıramıyorum.
Ben bu gece epeyce veda ettim ona dair ne varsa.
Kendimden içeri öldürdüğümde, daha güçlü olacaktım.
Olması gereken, olması reddedilmeyecek tek şey buydu şu sıralar.
Kendimi tanıyamadığım, insanlardan keskince nefret duyan bir insan olma şuuruna kapılan kendimden kaçmak için en mantıklısı buydu.
Ben bu aralar pek bi kadınım.
İçimde ona dair ne varsa öldürdüğümden beri pek bir kadınım.
Bu ara, çoğu sıra.

Düngecedüşündümbugünyazdım / Sinem Tetik 🎈

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder